Kapkara Günler

Tüm ülke kapkara günlerden geçiyoruz ve günler daha da kararacağa benziyor. Hayatının baharında toprağa düşen tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. Ateş en çok düştüğü yeri yakar, Allah tüm şehitlerimizin ailelerine sabır versin.

Güvenlik güçlerine bu hain saldırılar olurken bir yandan da terörle mücadele adi altında hükümet hukuğu rafa kaldırıyor. Cizre'de 1 haftadır insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getirildi. Hükümet adamları Cizre'de 30 terörist öldürüldü diye toptancı açıklamalar yaparken çocuklarının, yakınlarının cenazelerini defnedemedikleri için derin dondurucularda bekleten insanların görüntüleri sosyal medyada yayılıyor. Ülkenin dört bir yanında kürt vatandaşlara linç girişimleri yapılıyor, mülklerine zarar veriliyor. Kürt oldukları için işyerlerine saldırı giriminde bulunulan ailenin evladı Hatay'da Suriye sınırında şehit düşüyor. Bir milletvekili liderliğinde gazete binası basılıyor, kendine gazeteci diyenler köşelerinden olum tehditleri saçabiliyor. İnsanların zihinlerine silahlanma fikri yerleştirilmeye çalışılıyor, tam bir cinnet ortamı yaratılarak iç savaş provaları yapılıyor.

Dünya üzerinde tek bir savaş vardır, o da sömürü savaşıdır. Sömüren düzenini devam ettirmek için her yolu dener, bu yüzden tüm görünen sebepler bu asil sebebin maskesidir. Tüm savaşlarda mutlaka bir yerlerde ellerini ovuşturan kötü insanlar vardır. Bilinçli ve uyanık olmalı, bu insanların oyunlarını bozmalıyız. İnadına ve mutlaka barış fikrine sıkıca sarılmalıyız.

Ç

Onlar ABC'yi öğrettiler.
Che'yi biz öğrendik.


Sunay AKIN

Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır

Geçtiğimiz haftasonunda Beşiktaş - Galatasaray derbi maçını birbirine katan provokatörlerden göz altına alınanların tamamı serbest bırakılmış. Hepsine maçlardan 1 yıl men cezası verilmiş, sanki futbolla çok ilgileri varmış da bu da onlara cezaymış gibi. Aralarından birinin de zaten şu anda devam etmekte olan 1 yıl men cezası varmış ama nasıl olduysa(!) yine de stada girip olay çıkarmayı başarabilmiş.

Stadlara girmesi 1 seneliğine yasaklanmış bir kişi cezasına rağmen stada giriyor, olaylara karışıyor ve karşılığında yine aynı cezayı alıp serbest kalıyor. Anlayacağımız adalet sistemimiz yaptıklarıyla yapacaklarına teminat vermeye devam ediyor.

Yunus Emre ve Ömer Hayyam

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları
Bana seni gerek seni...

Bu dörtlüğe geçtiğimiz günlerde Çetin Altan'ın bir yazısının son kısmında rastladım ve bu dörtlük, geçtiğimiz aylarda Fazıl Say'ın sosyal medyada paylaştığı ve bir süre ülke gündemine oturan Ömer Hayyam şiirini aklıma getirdi.

Neden derseniz, iki şairin de sözlerinin yüzyıllardır inanci ceza ve ödül ikilemiyle köşk, şarap ve huri üçgeni arasına sıkıştıran ve bundan rant elde eden sahtekarlara yönelik olduğunu düşünüyorum. Bence, anlayana anlatmak istedikleri şey aynı. Arada sadece üslup farkı var. Yani her yiğidin yoğurt yiyişi farklı.

Girizgah

Seyir defterine ilk kaydı girmenin vaktidir. Uzun zamandır bir blog yazma isteğim vardı ama bir türlü işe koyulamamıştım. Nihayet bir hesap açtım ve başlayabildim. Söz uçar yazı kalır denir ya, amacım kayda değer bulduğum ne varsa seyir defterime kayıt etmek. Belki sıcağı sıcağına değil ama fazla da arayı açmadan yazmak. Umarım seyir defterime hakettiği ilgiyi gösterebilirim ve kendimi hayal kırıklığına uğratmam. Nice yazılara.